Kayıp, “insanın sahip olduğu bir şeyden yoksun kalması”; yas ise, kayıp sonrası ortaya çıkan ve üzüntü çekme durumunu anlatan süreç olarak tanımlanmaktadır. Bu süreç her toplumda benzerlikler taşımakla birlikte, kültürle birlikte şekillenmektedir ve yas süreci, kültürden ayrı düşünülemez. Türk toplumunda, veda ritüellerinin yanı sıra, kalanların yas süresince gerçekleştirdikleri ayrı ritüeller bulunmaktadır. Hatta halk arasında yaygın olan “yas / taziye evi” sözü, yasın kendisine ve yasta olanlara duyulan alan tutma düşüncesinin bir göstergesidir. Projede, pandemi yorgunu bir topluma farklı yas türlerine olanak tanıyan kamusal alanlar sağlamak, gelecek nesiller için bir bellek oluşturmak, ama en önemlisi de hayat kurtarmak üzere hayatlarını feda etmiş sağlık çalışanlarına duyulan minneti mekânsal kılarak kalıcılaştırmak amaçlanmıştır. Bu bağlamda tasarlanmış mekanlar, edilememiş bir vedaya, gecikmiş bir toplumsal yas ihtiyacına vurgu yaparak, hayatın kendi rutini ile bütünleşir. Aslında hayat ile ölüm, aynı anda, aynı tohumdaki o çizgide hep vardır. COVID-19 pandemisi, bu yaşam-ölüm birlikteliğini tüm insanlık için görünür kılmış, birbirimize hem bireysel hem de toplumsal olarak ne denli bağlı ve bağımlı olduğumuzun altını çizmiştir.
© 9016 Architecture 2024